İhalenin Feshini Kimler İsteyebilir

İhalenin feshini isteyebilmenin ön koşulu hukuki yararın bulunması koşuludur. Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Yani ihalenin feshini isteyecek kişilerin öncelikle dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, bu yararı elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır.

Yasa koyucu “İhalenin Feshini Talep Edebilecek” kişileri İİK. mad. 134/II, c:1’de sayarken “ihalenin feshini yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler ‘yurtiçinde bir adres göstermek koşuluyla’ isteyebilirler” demek suretiyle ihalenin feshini kimlerin talep edebileceğini sınırlı sayı ilkesiyle (numerus clausus) saymak suretiyle açıkça belirtmiştir.

Yani İİK. mad. 134/I,c:1’e göre ihalenin feshini bunu istemekte hukuki yararı bulunan aşağıdaki kişiler isteyebilir:

  • Alacaklı,
  • Borçlu,
  • Tapu sicilinde yazılı bulunan ilgililer,
  • Pey sürmek suretiyle ihaleye katılmış olanlar.

 

Kanun koyucunun ihalenin feshini  sadece yukarıda sayılı kişilerin açabileceğini düzenlemesinin ana sebebi ihalenin feshinin kötü niyetle talep edilmesinin önüne geçmektir.

 

YARGITAY

HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2013/14474

Karar Numarası: 2013/20698

Karar Tarihi: 04.06.2013

 

İHALENİN FESHİNİ İSTEYEBİLECEKLER

 

ÖZETİ: İİK.nun 134/2.maddesinde; “İhalenin feshini Borçlar Kanunu’nun 226.maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşulu ile icra mahkemesinde şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi İshak Kılavuz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-a ) Şikayetçi M. yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre şikayetçi M.’ın temyiz itirazlarının REDDİNE;

b ) Şikayetçi M.’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;

İİK.nun 134/2.maddesinde; “İhalenin feshini Borçlar Kanunu’nun 226.maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşulu ile icra mahkemesinde şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler” hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda, şikayetçi M.’ın takipte borçlu ya da alacaklı sıfatının bulunmadığı, ihalede pey sürmediği ve tapu sicilindeki ilgili olarak da yer almadığı, buna göre yukarıda anılan maddede sayılan kişilerden olmadığı, diğer bir ifade ile ihalenin feshi davası açma hakkının bulunmadığı görülmektedir.

O halde anılan şikayetçi yönünden istemin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından işin esasına girilmeden mahkemece istemin reddi gerekirken, işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değilse de sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış, kararın bu nedenle onanması gerekmiştir.

2-Şikayetçi … San.Tic.Ltd.Şti. yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Şikayetçiler vekili, takip dosyasında borçlulara yapılan tebligatların usule uygun olarak tebliğ edilmediğini, ihalebedellerinin %60 ve satış masraflarını karşılamadığını iddia ederek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece tebligatların usule uygun olup masrafların da karşılandığını belirterek istemin reddine karar vermiştir.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11, Avukatlık Kanunu’nun 41 ve HMK.nun 73, 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.

Somut olayda, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla Bursa 11.İcra Müdürlüğü’nün 2009/11247, 2009/11251 ve 2009/11258 esas sayılı dosyalarında takip yapılmış olup borçlu şirket vekili 02.02.2010 tarihinde vekaletini sunarak anılan dosyaların fotokopisini talep etmiştir. Bu nedenle satış ilanının da borçlu şirket vekiline tebliği gerekirken, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre borçlu asile tebliğ edilmesi usulsüz ve dolayısıyla geçersizdir.

Dairemizin süreklilik arzeden içtihatları gereği; İİK’nun 127. maddesinin emredici hükmüne göre gayrimenkul ihalelerinde satış ilanının şikayetçi borçlu vekiline usulüne uygun tebliğ edilmemesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.

O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin ( 1 ). fıkrasının ( e ) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Borçlu Şirketin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda ( 2 ).maddede yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.